Antalya Ticaret Borsası Kasın Ayı olağan meclis toplantısını gerçekleştirdi. ATB’nin gündeminde tarım, ihracat, ekonomi yer aldı. Döviz kurundaki dalgalanmalar, girdi maliyetlerinin artması üreticinin sıkıntıları gündeme getirildi. Şehir dışında TOBB Genişletilmiş Ticaret Borsalar Konseyi toplantısın da bulunan Başkan Ali Çandır'ın yerine Başkan vekili Halil Bülbül temsil etti.
Hasar tespit çalışmaları sürdürüyor
Serik, Aksu, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa olmak üzere 9 ilçe de kuvvetli fırtına, hortum ve şiddetli yağışlar nedeniyle zarar gören çiftçiler ile bölge halkına geçmiş olsun dileklerini ileten Başkan vekili Bülbül: "Turuncu kodlu aşırı yağış uyarısının da etkisiyle yaşanan afetlerde can kaybı ve yaralanmalar olmaması, en büyük tesellimiz olmuştur. Hasar tespit çalışmaları sürdürülmekte olup, özellikle örtü altı tarım alanları ve meyve bahçelerinde ciddi zararlar meydana gelmiştir. Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için zarar gören üreticilere yönelik; faizsiz kredi desteği sunulmalı ve mevcut kredi borçları en az iki yıl süreyle ertelenmelidir. Cumhurbaşkanlığınca acil destek kapsamında ödenek sunulmalıdır. Bu afet, tarımsal faaliyetlerle ilgili sigortalama sisteminin daha işlevsel olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Mevcut hasarlar incelendiğinde, tarım alanlarının yarısında sigorta bulunmadığı görülmektedir. Oysa Antalya gibi sık sık afetlerle karşılaşan bölgeler, havza sisteminde çerçevesinde belirlenmelidir. Bu bölgelerdeki tüm tarım alanlarında sigortalılık zorunlu hale getirilmeli ve primlerdeki devlet katkı payı en az %70’ e çıkarılmalıdır. Tarsim mevzuatında, tarımsal üretim yapılan tüm alanları kapsayacak biçimde, niteliğine bakılmaksızın kapsamlı bir düzenleme yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Son yedi yıllık dönemde, iklim değişikliğine bağlı olarak hortum ve sel gibi afet olaylarının Antalya’da arttığını ve uzmanların uyarıları doğrultusunda aşırı iklim olaylarının görülme sıklığının da artacağını her fırsatta ifade ettiklerini belirten Bülbül: "Afetlerin şiddetini azaltmanın yolunun kamusal altyapı yatırımlarından geçtiğini vurguluyoruz. Çünkü kamunun altyapıya yapacağı yatırımlar, afetlerin etkisini azaltmada önemli bir rol oynayacaktır. Özellikle örtü altı üretim faaliyetlerinin yoğun olduğu sahil şeridimizde üretimimizi yalnızca kuraklığa göre değil, sel, fırtına ve hortum afetlerini de göz önünde bulundurarak planlamalıyız. Kurak geçen yaz ve sonbahar mevsimlerinden sonra aşırı yağışlı günler yaşamaya başladık. Bu durum maalesef beklenmedik değil, iklim krizinin kaçınılmaz sonuçlarından biri, umarım daha fazla kayıp yaşamamıza neden olmaz” dedi.
Kentimiz Ekonomisi Genellikle Ülkemiz Ortalamasının Üzerinde Bir Performans Göstermektedir.
Başkan Bülbül: ” 2024 yılını tamamlamak üzereyiz. Yıl içerisinde öncü göstergeleri ve yaşadığımız olayları dikkate alarak meclis toplantılarımızdan kentimiz ekonomisinin ülkemiz ortalamasından daha kötü bir performans göstermekte olduğunu sizlerle paylaştık. Açıklanan son veriler, bu durumun değişmediğini göstermektedir. Yani 2023 yılından daha kötü bir ekonomik performans göstermekteyiz. Bazı özel yıllar hariç, kentimiz ekonomisi genellikle ülkemiz ortalamasının üzerinde bir performans göstermektedir. Bu yıllara daha dikkatli baktığımızda kur-enflasyon ilişkisi, kur aleyhine gerçekleşmiştir. Yani açıklanan enflasyon hızından daha düşük seyreden kur artışı, kentimiz ekonomisini toplam olarak ülkemiz ortalamasından daha kötü etkilemektedir. Çünkü kentimiz, ortalamanın çok üzerinde dış dünyaya açıktır ve ticaretimizle doğrudan ilişkilidir. Yıl başından bu yana gerek kurulan kapanan şirket gerek çek/senet istatistikle…
[14:24, 27.11.2024] Ersin Abi: Halil Bülbül: 'Kapanan şirket sayısı %47,6 artmıştır'
Antalya Ticaret Borsası (ATB), Kasım ayı Meclis toplantısı ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında Toplandı. Antalya Ticaret Borsası Kasın Ayı olağan meclis toplantısını gerçekleştirdi. ATB’nin gündeminde tarım, ihracat, ekonomi yer aldı. Döviz kurundaki dalgalanmalar, girdi maliyetlerinin artması üreticinin sıkıntıları gündeme getirildi. Şehir dışında TOBB Genişletilmiş Ticaret Borsalar Konseyi toplantısın da bulunan Başkan Ali Çandır'ın yerine Başkan vekili Halil Bülbül temsil etti. Hasar tespit çalışmaları sürdürüyor Serik, Aksu, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa olmak üzere 9 ilçe de kuvvetli fırtına, hortum ve şiddetli yağışlar nedeniyle zarar gören çiftçiler ile bölge halkına geçmiş olsun dileklerini ileten Başkan vekili Bülbül: "Turuncu kodlu aşırı yağış uyarısının da etkisiyle yaşanan afetlerde can kaybı ve yaralanmalar olmaması, en büyük tesellimiz olmuştur. Hasar tespit çalışmaları sürdürülmekte olup, özellikle örtü altı tarım alanları ve meyve bahçelerinde ciddi zararlar meydana gelmiştir. Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için zarar gören üreticilere yönelik; faizsiz kredi desteği sunulmalı ve mevcut kredi borçları en az iki yıl süreyle ertelenmelidir. Cumhurbaşkanlığınca acil destek kapsamında ödenek sunulmalıdır. Bu afet, tarımsal faaliyetlerle ilgili sigortalama sisteminin daha işlevsel olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Mevcut hasarlar incelendiğinde, tarım alanlarının yarısında sigorta bulunmadığı görülmektedir. Oysa Antalya gibi sık sık afetlerle karşılaşan bölgeler, havza sisteminde çerçevesinde belirlenmelidir. Bu bölgelerdeki tüm tarım alanlarında sigortalılık zorunlu hale getirilmeli ve primlerdeki devlet katkı payı en az %70’ e çıkarılmalıdır. Tarsim mevzuatında, tarımsal üretim yapılan tüm alanları kapsayacak biçimde, niteliğine bakılmaksızın kapsamlı bir düzenleme yapılmalıdır" ifadelerini kullandı. Son yedi yıllık dönemde, iklim değişikliğine bağlı olarak hortum ve sel gibi afet olaylarının Antalya’da arttığını ve uzmanların uyarıları doğrultusunda aşırı iklim olaylarının görülme sıklığının da artacağını her fırsatta ifade ettiklerini belirten Bülbül: "Afetlerin şiddetini azaltmanın yolunun kamusal altyapı yatırımlarından geçtiğini vurguluyoruz. Çünkü kamunun altyapıya yapacağı yatırımlar, afetlerin etkisini azaltmada önemli bir rol oynayacaktır. Özellikle örtü altı üretim faaliyetlerinin yoğun olduğu sahil şeridimizde üretimimizi yalnızca kuraklığa göre değil, sel, fırtına ve hortum afetlerini de göz önünde bulundurarak planlamalıyız. Kurak geçen yaz ve sonbahar mevsimlerinden sonra aşırı yağışlı günler yaşamaya başladık. Bu durum maalesef beklenmedik değil, iklim krizinin kaçınılmaz sonuçlarından biri, umarım daha fazla kayıp yaşamamıza neden olmaz” dedi. Kentimiz Ekonomisi Genellikle Ülkemiz Ortalamasının Üzerinde Bir Performans Göstermektedir. Başkan Bülbül: ” 2024 yılını tamamlamak üzereyiz. Yıl içerisinde öncü göstergeleri ve yaşadığımız olayları dikkate alarak meclis toplantılarımızdan kentimiz ekonomisinin ülkemiz ortalamasından daha kötü bir performans göstermekte olduğunu sizlerle paylaştık. Açıklanan son veriler, bu durumun değişmediğini göstermektedir. Yani 2023 yılından daha kötü bir ekonomik performans göstermekteyiz. Bazı özel yıllar hariç, kentimiz ekonomisi genellikle ülkemiz ortalamasının üzerinde bir performans göstermektedir. Bu yıllara daha dikkatli baktığımızda kur-enflasyon ilişkisi, kur aleyhine gerçekleşmiştir. Yani açıklanan enflasyon hızından daha düşük seyreden kur artışı, kentimiz ekonomisini toplam olarak ülkemiz ortalamasından daha kötü etkilemektedir. Çünkü kentimiz, ortalamanın çok üzerinde dış dünyaya açıktır ve ticaretimizle doğrudan ilişkilidir. Yıl başından bu yana gerek kurulan kapanan şirket gerek çek/senet istatistiklerinde kentimiz, hiç olmadığı kadar ülkemiz ortalamasından kötü bir performans göstermektedir. Nitekim Ekim ayında da bu eğilim devam etmiştir. Kurulan şirket sayısı ülkemizde yıllık % -12.2 azalırken kentimizde % -24.1 azalmıştır. Kapanan şirket sayısı ise ülkemizde yıllık %21.2 artarken kentimizde %47.6 artmıştır. Yani ülkemizdekinin yarısı kadar kurulan, iki katı kadar kapanan şirket istatistiklerine sahip durumdayız” dedi. Karşılıksız Çek Kentimizde %255 Artmıştı Aynı dönemde protestolu senet tutarı ülkemizde %171 artarken kentimizde %305 artmıştır diyen Başkanvekili Bülbül: "Yine karşılıksız çek tutarı ülkemizde %222 ve kentimizde %255 artmıştır. Ticaret hareketliliğinin öncü göstergelerinden olan çek ile işlem hacmi, ülkemizde yıllık %71 ve kentimizde ise %56 artmıştır. Ticari kredilerdeki dönemsel artışlar ülkemizde %29, kentimizde %33 olmuştur. Tarımsal kredilerde kentimizde %44, ülkemizde ise %47 artmıştır. Yani gerek ticari hareketlilik gerek kredi büyümeleri yıllık bazda açıklanan enflasyon kadar artmamıştır. İşletmelerimizin sermaye yetersizlikleri düşünüldüğünde bu eğilimler, sağlıklı ekonomik büyüme için olumsuz göstergelerdir. İşletmelerimizin krediye erişimdeki zorlukları ve maliyetleri, bir an önce makul düzeye getirilmelidir. Ekonomimizin iç işleyişiyle ilgili temel bazı göstergeler bu eğilimdeyken ihracatımız da bu eğilime paralel seyretmektedir. Ekim ayı itibariyle toplam ihracat yıllık düzeyde ülkemizde %2.6 artarken kentimizde %1.5 artmıştır. Tarımsal ihracat ise aynı dönemde ülkemizde %3.8 artarken kentimizde % -0.2 azalmıştır” dedi. 765 Milyon Dolarlık İhracat Gelir
Sektörel konulara değinen Bülbül: "Zeytin ve zeytinyağı sektörümüz, 2023/24 sezonunu dökme zeytinyağına getirilen yasak ve kotaların etkisiyle %18 gelir kaybıyla, 765 milyon dolarlık ihracat geliriyle tamamladı. Geçen yıl zeytinyağı ihracatı miktar bazında %52 azalırken, ortalama ihraç fiyatının 4,64 dolardan 7,16 dolara yükselmesiyle gelirdeki düşüş %29 olarak kaydedildi. 2024/25 sezonu için Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tahmin Heyeti, ülke genelinde 3,6 milyon ton zeytin üretimi öngörüyor. Bunun 750 bin tonu sofralık, 2 milyon 850 bin tonu yağlık olarak işlenecek ve toplamda 475 bin ton zeytinyağı üretileceği tahmin edilmektedir. Geçen sezonun stoklarıyla birlikte toplam zeytinyağı miktarının bu sezonda 600 bin ton seviyesine ulaşması beklenmektedir. İspanya ve Tunus’ta da bu yıl verimde artış yaşanıyor. Bu durum zeytinyağı fiyatlarının geçen ay litre başına 8,5 dolara düşmesine neden oldu. İspanyol ve İtalyan sektör lideri firmalar, fiyatların daha da gerileceğine dair değerlendirmelerde bulunuyor. Ancak bu açıklamalara rağmen iç piyasa için fiyatları çok düşürmemeliyiz. İspanya ve İtalya’nın yüksek iç tüketim ve ihracat potansiyeli, Türkiye için pazardaki etkisini artırma fırsatı sunmaktadır” dedi. Ürün Bazında Destekler Artırmalıdır Üyelerimiz, üreticilerin son dönemdeki toptan alım fiyatlarındaki düşüşlerinden rahatsızlık duyduğunu belirten Bülbül: "Özellikle ihracat yapan ve yüksek hacimli ürün tedarik eden firmaların, maliyetleri göz önünde bulundurarak fiyat politikalarını özenle belirlemeleri büyük önem taşımaktadır. Sektördeki büyümenin sürdürülebilir olması için kamu, zeytin ve zeytinyağını stratejik ürün olarak ele almalı ve ürün bazında destekleri artırmalıdır. Aksi takdirde, sektörde elde edilen mevcut ivmenin kaybedilmesi riski bulunmaktadır” dedi. Tarımsal İşletme ve Yatırım Kredisi Limitlerinin En Az İki Katına Çıkartılmalı
Meslek komiteleri toplantılarından birkaç konuyu gündeme getirerek konuşmasına şöyle devam eden Bülbül: "Mevcut piyasa koşulları çerçevesinde tarımsal kredi limitlerinin güncellenmesini ve arttırılmasını talep etmektedir. Diğer sektörlere yönelik kredi limitlerinde sık sık güncellemeler yapılırken tarımsal kredilerin bu alanda geri kalması, faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilediğini paylaşmaktadırlar. Tarımsal işletme ve yatırım kredisi limitlerinin en az iki katına çıkartılması, sektörümüzün ihtiyaçlarına daha etkili bir şekilde yanıt verilmesine katkı sağlayacaktır” dedi. Takipçisi olacağız
Başkanvekili Bülbül: "Merkez Bankası tarafından 15 Ekim 2024 tarihinde yayımlanan ‘Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi’ Hakkında Tebliğe İlişkin Uygulama Talimatında da önceki talimatlarda olan tanımlara yer verilmiştir. Gerçek kişi işletmeleri için bu destekten yararlanma imkânı yine sağlanmamıştır. Ancak gerçek kişi işletmeleri de tüzel kişiliğe sahip işletmeler gibi ihracat yapmakta ve bankalara aynı döviz taahhütlerini sunmaktadır. Buna rağmen, yurt dışı kaynaklı dövizlerin bankaya satılması durumunda Merkez Bankası’nca ödenen Türk lirasına çevrilen tutarın %2’si oranındaki döviz dönüşüm desteğinden faydalanamamaktadır. Doğurmaktadır gerçek kişi işletmeleri için ticari rekabet bakımından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Gerçek kişi işletmelerinin de döviz dönüşüm desteğinden yararlanabilmeleri için yapmış olduğumuz girişimlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi. İsa Arı
[14:24, 27.11.2024] Ersin Abi: Halil Bülbül: 'Kapanan şirket sayısı %47,6 artmıştır'
Antalya Ticaret Borsası (ATB), Kasım ayı Meclis toplantısı ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında Toplandı. Antalya Ticaret Borsası Kasın Ayı olağan meclis toplantısını gerçekleştirdi. ATB’nin gündeminde tarım, ihracat, ekonomi yer aldı. Döviz kurundaki dalgalanmalar, girdi maliyetlerinin artması üreticinin sıkıntıları gündeme getirildi. Şehir dışında TOBB Genişletilmiş Ticaret Borsalar Konseyi toplantısın da bulunan Başkan Ali Çandır'ın yerine Başkan vekili Halil Bülbül temsil etti. Hasar tespit çalışmaları sürdürüyor Serik, Aksu, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa olmak üzere 9 ilçe de kuvvetli fırtına, hortum ve şiddetli yağışlar nedeniyle zarar gören çiftçiler ile bölge halkına geçmiş olsun dileklerini ileten Başkan vekili Bülbül: "Turuncu kodlu aşırı yağış uyarısının da etkisiyle yaşanan afetlerde can kaybı ve yaralanmalar olmaması, en büyük tesellimiz olmuştur. Hasar tespit çalışmaları sürdürülmekte olup, özellikle örtü altı tarım alanları ve meyve bahçelerinde ciddi zararlar meydana gelmiştir. Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için zarar gören üreticilere yönelik; faizsiz kredi desteği sunulmalı ve mevcut kredi borçları en az iki yıl süreyle ertelenmelidir. Cumhurbaşkanlığınca acil destek kapsamında ödenek sunulmalıdır. Bu afet, tarımsal faaliyetlerle ilgili sigortalama sisteminin daha işlevsel olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Mevcut hasarlar incelendiğinde, tarım alanlarının yarısında sigorta bulunmadığı görülmektedir. Oysa Antalya gibi sık sık afetlerle karşılaşan bölgeler, havza sisteminde çerçevesinde belirlenmelidir. Bu bölgelerdeki tüm tarım alanlarında sigortalılık zorunlu hale getirilmeli ve primlerdeki devlet katkı payı en az %70’ e çıkarılmalıdır. Tarsim mevzuatında, tarımsal üretim yapılan tüm alanları kapsayacak biçimde, niteliğine bakılmaksızın kapsamlı bir düzenleme yapılmalıdır" ifadelerini kullandı. Son yedi yıllık dönemde, iklim değişikliğine bağlı olarak hortum ve sel gibi afet olaylarının Antalya’da arttığını ve uzmanların uyarıları doğrultusunda aşırı iklim olaylarının görülme sıklığının da artacağını her fırsatta ifade ettiklerini belirten Bülbül: "Afetlerin şiddetini azaltmanın yolunun kamusal altyapı yatırımlarından geçtiğini vurguluyoruz. Çünkü kamunun altyapıya yapacağı yatırımlar, afetlerin etkisini azaltmada önemli bir rol oynayacaktır. Özellikle örtü altı üretim faaliyetlerinin yoğun olduğu sahil şeridimizde üretimimizi yalnızca kuraklığa göre değil, sel, fırtına ve hortum afetlerini de göz önünde bulundurarak planlamalıyız. Kurak geçen yaz ve sonbahar mevsimlerinden sonra aşırı yağışlı günler yaşamaya başladık. Bu durum maalesef beklenmedik değil, iklim krizinin kaçınılmaz sonuçlarından biri, umarım daha fazla kayıp yaşamamıza neden olmaz” dedi. Kentimiz Ekonomisi Genellikle Ülkemiz Ortalamasının Üzerinde Bir Performans Göstermektedir. Başkan Bülbül: ” 2024 yılını tamamlamak üzereyiz. Yıl içerisinde öncü göstergeleri ve yaşadığımız olayları dikkate alarak meclis toplantılarımızdan kentimiz ekonomisinin ülkemiz ortalamasından daha kötü bir performans göstermekte olduğunu sizlerle paylaştık. Açıklanan son veriler, bu durumun değişmediğini göstermektedir. Yani 2023 yılından daha kötü bir ekonomik performans göstermekteyiz. Bazı özel yıllar hariç, kentimiz ekonomisi genellikle ülkemiz ortalamasının üzerinde bir performans göstermektedir. Bu yıllara daha dikkatli baktığımızda kur-enflasyon ilişkisi, kur aleyhine gerçekleşmiştir. Yani açıklanan enflasyon hızından daha düşük seyreden kur artışı, kentimiz ekonomisini toplam olarak ülkemiz ortalamasından daha kötü etkilemektedir. Çünkü kentimiz, ortalamanın çok üzerinde dış dünyaya açıktır ve ticaretimizle doğrudan ilişkilidir. Yıl başından bu yana gerek kurulan kapanan şirket gerek çek/senet istatistiklerinde kentimiz, hiç olmadığı kadar ülkemiz ortalamasından kötü bir performans göstermektedir. Nitekim Ekim ayında da bu eğilim devam etmiştir. Kurulan şirket sayısı ülkemizde yıllık % -12.2 azalırken kentimizde % -24.1 azalmıştır. Kapanan şirket sayısı ise ülkemizde yıllık %21.2 artarken kentimizde %47.6 artmıştır. Yani ülkemizdekinin yarısı kadar kurulan, iki katı kadar kapanan şirket istatistiklerine sahip durumdayız” dedi. Karşılıksız Çek Kentimizde %255 Artmıştı Aynı dönemde protestolu senet tutarı ülkemizde %171 artarken kentimizde %305 artmıştır diyen Başkanvekili Bülbül: "Yine karşılıksız çek tutarı ülkemizde %222 ve kentimizde %255 artmıştır. Ticaret hareketliliğinin öncü göstergelerinden olan çek ile işlem hacmi, ülkemizde yıllık %71 ve kentimizde ise %56 artmıştır. Ticari kredilerdeki dönemsel artışlar ülkemizde %29, kentimizde %33 olmuştur. Tarımsal kredilerde kentimizde %44, ülkemizde ise %47 artmıştır. Yani gerek ticari hareketlilik gerek kredi büyümeleri yıllık bazda açıklanan enflasyon kadar artmamıştır. İşletmelerimizin sermaye yetersizlikleri düşünüldüğünde bu eğilimler, sağlıklı ekonomik büyüme için olumsuz göstergelerdir. İşletmelerimizin krediye erişimdeki zorlukları ve maliyetleri, bir an önce makul düzeye getirilmelidir. Ekonomimizin iç işleyişiyle ilgili temel bazı göstergeler bu eğilimdeyken ihracatımız da bu eğilime paralel seyretmektedir. Ekim ayı itibariyle toplam ihracat yıllık düzeyde ülkemizde %2.6 artarken kentimizde %1.5 artmıştır. Tarımsal ihracat ise aynı dönemde ülkemizde %3.8 artarken kentimizde % -0.2 azalmıştır” dedi. 765 Milyon Dolarlık İhracat Gelir
Sektörel konulara değinen Bülbül: "Zeytin ve zeytinyağı sektörümüz, 2023/24 sezonunu dökme zeytinyağına getirilen yasak ve kotaların etkisiyle %18 gelir kaybıyla, 765 milyon dolarlık ihracat geliriyle tamamladı. Geçen yıl zeytinyağı ihracatı miktar bazında %52 azalırken, ortalama ihraç fiyatının 4,64 dolardan 7,16 dolara yükselmesiyle gelirdeki düşüş %29 olarak kaydedildi. 2024/25 sezonu için Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tahmin Heyeti, ülke genelinde 3,6 milyon ton zeytin üretimi öngörüyor. Bunun 750 bin tonu sofralık, 2 milyon 850 bin tonu yağlık olarak işlenecek ve toplamda 475 bin ton zeytinyağı üretileceği tahmin edilmektedir. Geçen sezonun stoklarıyla birlikte toplam zeytinyağı miktarının bu sezonda 600 bin ton seviyesine ulaşması beklenmektedir. İspanya ve Tunus’ta da bu yıl verimde artış yaşanıyor. Bu durum zeytinyağı fiyatlarının geçen ay litre başına 8,5 dolara düşmesine neden oldu. İspanyol ve İtalyan sektör lideri firmalar, fiyatların daha da gerileceğine dair değerlendirmelerde bulunuyor. Ancak bu açıklamalara rağmen iç piyasa için fiyatları çok düşürmemeliyiz. İspanya ve İtalya’nın yüksek iç tüketim ve ihracat potansiyeli, Türkiye için pazardaki etkisini artırma fırsatı sunmaktadır” dedi. Ürün Bazında Destekler Artırmalıdır Üyelerimiz, üreticilerin son dönemdeki toptan alım fiyatlarındaki düşüşlerinden rahatsızlık duyduğunu belirten Bülbül: "Özellikle ihracat yapan ve yüksek hacimli ürün tedarik eden firmaların, maliyetleri göz önünde bulundurarak fiyat politikalarını özenle belirlemeleri büyük önem taşımaktadır. Sektördeki büyümenin sürdürülebilir olması için kamu, zeytin ve zeytinyağını stratejik ürün olarak ele almalı ve ürün bazında destekleri artırmalıdır. Aksi takdirde, sektörde elde edilen mevcut ivmenin kaybedilmesi riski bulunmaktadır” dedi. Tarımsal İşletme ve Yatırım Kredisi Limitlerinin En Az İki Katına Çıkartılmalı
Meslek komiteleri toplantılarından birkaç konuyu gündeme getirerek konuşmasına şöyle devam eden Bülbül: "Mevcut piyasa koşulları çerçevesinde tarımsal kredi limitlerinin güncellenmesini ve arttırılmasını talep etmektedir. Diğer sektörlere yönelik kredi limitlerinde sık sık güncellemeler yapılırken tarımsal kredilerin bu alanda geri kalması, faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilediğini paylaşmaktadırlar. Tarımsal işletme ve yatırım kredisi limitlerinin en az iki katına çıkartılması, sektörümüzün ihtiyaçlarına daha etkili bir şekilde yanıt verilmesine katkı sağlayacaktır” dedi. Takipçisi olacağız
Başkanvekili Bülbül: "Merkez Bankası tarafından 15 Ekim 2024 tarihinde yayımlanan ‘Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi’ Hakkında Tebliğe İlişkin Uygulama Talimatında da önceki talimatlarda olan tanımlara yer verilmiştir. Gerçek kişi işletmeleri için bu destekten yararlanma imkânı yine sağlanmamıştır. Ancak gerçek kişi işletmeleri de tüzel kişiliğe sahip işletmeler gibi ihracat yapmakta ve bankalara aynı döviz taahhütlerini sunmaktadır. Buna rağmen, yurt dışı kaynaklı dövizlerin bankaya satılması durumunda Merkez Bankası’nca ödenen Türk lirasına çevrilen tutarın %2’si oranındaki döviz dönüşüm desteğinden faydalanamamaktadır. Doğurmaktadır gerçek kişi işletmeleri için ticari rekabet bakımından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Gerçek kişi işletmelerinin de döviz dönüşüm desteğinden yararlanabilmeleri için yapmış olduğumuz girişimlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi. İsa Arı