Her Çarşamba vergide adalet taleplerini yenileyen ve bunu 37 haftadır devam ettiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer: “37 haftadır, her Çarşamba vergide adalet talebimizi yineliyoruz, sağlık merkezleri önlerinde, vergi daireleri kapılarında sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşmelerinde vergide adaleti sağladığını iddia etse de sağlık çalışanı olarak giderek fakirleşen halimiz, hastalarımızın yaşadığı derin yoksulluk tüm algı yönetimini çürütmeye yetiyor. Vergi uzmanı Ozan Bingöl’ün: ‘Parayı Lidyalılar, vergiyi Sümerler, verginin vergisini Türkler buldu’ sözü ile vergide adaletsizliğin ülkemizdeki boyutunu anlatmaya yeter diye düşünüyoruz” ifadelerin bulundu.
Vergide adalet İstiyoruz
Vergide adalet için, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak gerekir formülü çok açık olmasına rağmen uygulanmadığını belirten Taşer: “Halkından çok yüksek oranda, %70 civarında dolaylı vergi alan, çalışanın kaynağından yüksek vergi kesen, çok kazananın vergisini af eden, muafiyet sağlayan, hibe eden, aslında almayan hükümetin tercihinin açık olduğunu görüyoruz. Fadime Nefes, Funda Peri, Aslan Miraç, Masal Işık, Aras Bulut… İzmir'in Selçuk ilçesinde fakirlikten can veren çocuklarımızın yaşam ve sağlık hakkı için aşı yapmamız, topuk kanına bakmamız, hastalanınca ilaç vermemiz yetmediği için gelirde ve vergide adalet istiyoruz…” dedi.
Fakirleşen toplum
İzmir’de ısınmak için yaktıkları sobanın devrilmesi sonucu hayatını kaybeden beş çocuğa dikkat çeken Dr. Kaan Taşer: “Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV)’nın, Çocuk yoksulluğu raporuna göre, Türkiye’de çocuk yoksulluğunun kişi başına gelir baz alındığında artış eğiliminde olduğu anlaşılıyor. Yaş gruplarına göre ayrım yapıldığında, 0-2 yaş bebekler ve 3-14 yaş çocuklarda yoksulluk oranı 2017’de yüzde 36,8 iken 2022’de bu oran yüzde 41,4’e yükselirken, 2023’te yayımlanan istatistiklere göre, 0-17 yaş grubunda 7,03 milyon çocuk yoksulluk yaşıyor. Kişi başına gelir dikkate alındığında, medyan gelirin yüzde 60’ının altında yaşayan çocukların yoksulluk oranı yüzde 42,2, yoksul çocuk sayısı ise 9 milyon 590 bin kişi olarak hesaplanıyor. Gelirde ve vergide adaletsizlik eşitsizlik derin fakirleşmeye toplumun en korumasız kesimlerinden çocukları daha fazla olumsuz etkilediğini hem yapılan istatistiki çalışmalardan anlıyor, hem de her gün muayene ettiğimiz çocuk hastalarımızdan görüyoruz” dedi
Nitelikli sağlık hizmeti alınamıyor
Birinci basamak sağlık hizmet alanında çalışanların toplumla bağı güçlüdür diyen Dr. Kaan Taşer açıklamasının devamında şunları ifade etti: “Sosyal yapısı gereği halkla iç içe olan birinci basamak sağlık çalışanlarının sorunlarına halkın duyarlılığı diğer sağlık birimlerine göre daha fazla olduğunu biliyoruz. Yaklaşık son bir ay içinde Aile Sağlığı çalışanlarına dayatılan ödeme, ya da diğer adıyla Eziyet yönetmeliğine karşı çalışanların sürdürdüğü mücadeleye, 3 günlük iş bırakmaya halkın içten sahip çıkması bu yönetmeliğin meşruluğunu ortadan kaldırmıştır. Bir yandan sağlık çalışanlarının ve halkın yaşadığı yoksulluk, sağlık alanını saran bebek öldürmeye varan çeteleşmeler, sağlık çalışanlarına dayatılan eziyet yönetmelikleri, halkın sağlık hakkını istismar ederek yaratılan ticari kar ortamı, yeterli ve nitelikli sağlık hizmeti alamayan halkın yaşadıkları artık dayanılmaz hale gelmiştir.”
Ücretsiz hizmet
Sağlık çalışanlarının talepleri için yaptığı eylemlere Maliye ve Sağlık Bakanlığı kayıtsız kalarak bir tercihte bulunduğunu ifade eden Taşer: “Bilinsin ki haklı olan talepler halkın sahip çıktığı iş bırakmalar ve her türlü meşru eylemler sonuç alınıncaya kadar devam edecek. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve birinci basamak sağlık hizmet alanında örgütlü meslek emek örgütleri Eziyet Yönetmeliğinin geri çekilmesi için 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde 5 günlük G(ö)REV eylemini ikinci kez yapmak zorunda kalacak. Toplumun sağlık hakkı için, yaşam koşulları herkese ayrımsız yeterli ve tam olarak kamu olanaklarıyla sağlanmalı, sağlık hizmetleri ticari ortamdan arındırılmalı, herkese eşit ücretsiz tamamen kamu imkânlarıyla verilmelidir. Tüm sağlık çalışanlarına güvenceli iş, güvenli ortamda, emekliliğine yansıyacak tek kalemden oluşan, performansa dayalı olmayan, insanca yaşamaya yetecek kadar ücret ödenmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.
Osman Umut Yeşil