28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır’da düzenlenen eylemde basın açıklaması okuduğu sırada çıkan çatışmada hayatını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi, ölümünün 9. yılında Antalya Adliyesi önünde düzenlenen eylemde anıldı.
Antalya Barosu 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’da Dört Ayaklı Minare önünde suikaste uğrayan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi için Antalya Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Antalya Barosu Genel Sekreteri Çevik Köken gerçekleştirdi. Diyarbakır Baro Başkanı Av. Tahir Elçi 28 Kasım 2015 tarihinde, çatışma ortamının kültürel mirasa verdiği zarara dikkat çekmek adına Dört Ayaklı Minare’nin önünde basın açıklamasını okurken tüm Türkiye’nin gözleri önünde katledildiğini belirten Antalya Barosu Genel Sekreteri Çevik Köken, iddianamenin hazırlanmasına dek geçen 5 yıl boyunca etkili bir soruşturma yürütüldüğünün söylenmesi mümkün değildir diye konuştu. Mermi çekirdeği hiçbir zaman bulunamamıştır
Tahir Elçi’nin ölümüne neden olan mermi çekirdeği hiçbir zaman bulunamadığına dikkat çeken Köken: “Zira ilk olay yeri incelemesi 5 ay sonra yapılmıştır. Polis kameralarındaki 13 saniyelik kesintinin nedeni aydınlatılamamış, balistik incelemeler ve otopsi raporları yalnızca belirsiz ve soruşturmayı sürüncemede bırakacak tespitler yapmakla yetinmiştir. Soruşturma savcısı defalarca değiştirilmiştir. Soruşturmanın ilerlemesine katkı sunacak tüm deliller mağdurların, mağdur avukatlarının ve bağımsız kurumların katkıları ile ancak dosyaya dahil edilmiştir. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada da durum pek farklı gelişmemiştir. Baroların ve Sivil Toplum Kuruluşlarının katılma talepleri reddedilmiştir. Gizli tanıklardan kimi olay tarihinde şehir dışında olduğunu, kimi savcının kendisini kandırdığını kimi de beyanlarının işkence altında alındığını belirtmiştir. Katılan avukatları tarafından defalarca tevsii tahkikat talebinde bulunulmuş ancak talepleri her seferinde mahkemece görmezden gelinmiştir. Yargılama son zamanlarda çok sık şahit olduğumuz üzere cezasızlık pratiği ile sonuçlanmış ve tüm sanıklar beraat ettirilmiştir” dedi. Cezasızlık ise yeni hak ihlallerinin doğmasına ortam hazırlamaktadır
Sorumluların ve faillerin hesap vermesinin sağlanması hukukun üstünlüğünün başlıca teminatlarından biri olduğunu söyleyen Köken: “Faillerin cezasızlık zırhı ile korundukları her yargılama örneği toplumun yargıya, hukuk sistemine, adalete karşı güven ve inancının yerle yeksan edilmesine neden olacaktır. Soruşturma ve kovuşturmanın sağlıklı yürütülmediği, gerçeklerin aydınlatılmadığı ve hesap verilebilirliğin sağlanmadığı yargı ve toplum düzeni cezasızlığa, cezasızlık ise yeni hak ihlallerinin doğmasına ortam hazırlamaktadır. Nitekim Tahir Elçi'nin katledilmesine sebep olan bu zemini hazırlayan da Türkiye’nin faili meçhuller karnesi ve uzun zamandır süregelen cezasızlık pratiği olmuştur. Bu yönüyle Tahir Elçi davası hakikat arayışının ve cezasızlıkla mücadelenin en büyük sembollerinden birisi haline gelmiştir. Zira Tahir Elçi meslek hayatı boyunca hakikat ve adalet arayışını sürdürmüş, cezasızlıkla mücadele etmiştir. Katledildiği dava da maalesef cezasızlıkla sonuçlanmıştır” diye ifade etti. Mücadelemiz sürecek
Hukuk mücadelesini sürdüreceklerini belirten Köken: “Tahir Elçi'yi vefatının 9. yıldönümünde saygıyla anarken, Antalya Barosu olarak ilk derece mahkemesi kararının hukuken ve vicdanen bu davanın sonu anlamına gelmediğini, Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılması, tüm sorumluların tespit edilmesi ve cezalandırılması için başından bu yana verdiğimiz hukuk mücadelesini bugünden sonra da sürdüreceğimizi, belirtmek istiyoruz” dedi. İsa Arı