Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)’in geçtiğimiz ay açıkladığı yeni müfredata tepkiler sürüyor. Antalya Müfredata Hayır platomu da Antalya’nın Muratpaşa İlçesi’nde yaptığı eylem ile tepkilerini dile getirdiler.
Eylemde konuşan Eğitim-sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk: ‘‘Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), geçtiğimiz yıllar içinde defalarca değiştirilen, eğitim müfredatında bir kez daha kapsamlı değişiklikler yapmış ve taslak programları yayınlamıştır. 2024/2025 eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, 1., 5. ve 9. sınıflarda uygulanmaya başlanacak olan müfredat gibi önemli bir konuda yapılan hazırlıkların eğitim alanında örgütlü sendikalar ve kamuoyundan uzak şekilde gerçekleştirilmiştir. Eğitimin ihtiyacı Cumhur İttifakının ihtiyacı değildir. Yapay zekanın, uzay yolculukları çağının; internet-bilgisayar-bilişim diye özetleyeceğimiz bu çağın ihtiyacı hiç değildir. 21.yüzyılda eğitimde uygulanacak eğitim programı bu önerilen program olamaz’’ dedi.
‘Çağın dışına düşmüş, benimsenmeyen ve bir türlü başarılı olamadığı kendi kültürel ve ideolojik hegemonyasını oluşturmak istiyor. Bilmiyorlar ki tarihin tekerleği geriye dönmez’ diyen Öztürk: ‘‘ Bilimin, teknolojinin, iletişimin bu denli geliştiği bir dönemde zannediyorlar ki dindar nesil yetiştirecekler. Dinin bile içerik olarak farklılaştığı, millet denilen şeyin dünya vatandaşlığına döndüğü günümüzde Sünni Türk, milli ve manevi değerlerine sahip gençlik yetiştirmek istiyorlar. Milli ve manevi değer ne demek mesela? İnsanlık artık bir milliyet, vicdan bir din olarak yorumlanır ve kabul edilirken, hiçbir Müslüman neredeyse kendi ülkesinde yaşamak istemez ve göç yollarında ölürken hangi dinden, hangi Müslümanlıktan bahsediyorlar anlaşılması mümkün değil Ulusal sınırların anlamının kalmadığı, dünya vatandaşlığına giden bu çağda AKP-MHP koalisyonu, bu halka ve bu halkın çocuklarına sizi uyutmak için masal anlatacağız diyorlar. İmam Hatip mezunlarının, kendi çocuklarını örnek göstererek, nerelerde okuduğunu övgüyle söylüyorlar. Halbuki kendi çocuklarının Cumhurbaşkanı çocuğu olmak dışında bir vasfı yok. Dünyada eğitim büyük bir devinim ve atılım gerçekleştirirken, bizim ülkemiz bir Bakan ve ekibinin, Saray ve şürekasının anlamayacağı ‘ben yaptım oldu bittiyi kabul edemez. Bugün resmi olarak kabul etse bile gerçekte bu müfredat uygulanamaz ve kabul edilemez’’ ifadelerini kullandı.
Kadir Öztürk: ‘‘Hazırlanan müfredat gerici dinci olduğu gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, kadınların bakım emeğini yok sayan ve gelenekçi aile yapısını kutsallaştıran bir müfredatı tanımıyoruz. Kız çocuklarımızı eşit, bilimsel ve karma bir eğitim ile okullarımızda yetiştirmek hepimizin görevidir. “Değer” denilen şey insanlığın ve çağın ortak değeri ise hayat bulur. Yoksa bugün iktidar olma vasfını bile yitirmiş bu İttifakın “değer” diye yutturmaya çalıştıkları, dini sosa bulanmış bir değerler manzumesi olamaz. Kaldı ki “değer” dersle verilecek bir uygulama da değildir. Yalandan başka şey bilmeyen, yolsuzluktan, kendi konfor ve çıkarlarını düşünmekten başka bir şey yapmayan; halkı yoksulluk ve sefalete sürükleyen dolayısıyla adını andıkları tüm değerleri ayaklar altına alan bu iktidarın “değer, milli-manevi değer” diye haykırdıkları yalanlarına kimse inanmaz. Tüm siyasi partileri, demokratik ve sivil toplum örgütlerini bu gerici-ırkçı iktidarın ihtiyacı doğrultusunda yapılmak istenen müfredat ve ders programlarına karşı çıkmaya çağırıyoruz’’ dedi.
Ahmet Kayahan