Bu dönemde, konut satışlarındaki durgunluğun aksine, ticari binalara yönelik ilgi hız kesmeden devam ediyor. Konu ile alakalı konuşan Gayrimenkul Uzmanı ve Yatırım Danışmanı Çağdaş Özlü bu değişimin nedenlerini ve sektör üzerindeki etkileri ile alakalı açıklamalarda bulundu.
Değişen Çalışma Dinamikleri
‘Pandemi, çalışma alışkanlıklarında köklü değişikliklere yol açtı’ diyen Gayrimenkul Uzmanı ve Yatırım Danışmanı Çağdaş Özlü: ‘Uzaktan çalışma modellerinin yaygınlaşması, esnek çalışma saatleri ve hibrit çalışma düzenlemeleri, ticari gayrimenkul pazarını yeniden şekillendirdi. Birçok şirket, çalışanlarına ofis dışında çalışma imkanı tanırken, merkezi ofislerini küçülterek daha az alan kiralamayı tercih ediyor. Bununla birlikte, ofislerin tamamen terk edilmesi yerine, esnek ve paylaşımlı ofis alanlarına olan talep artıyor. Bu da coworking alanlarının ve modern ofis binalarının değerini yükseltiyor’’ dedi
Deprem Güvenliği Arayışları
Özlü: ‘‘Türkiye, deprem riski yüksek bir ülke olarak biliniyor ve bu risk, özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar için ciddi bir endişe kaynağı. Son yıllarda yaşanan depremler, güvenli yapılar konusundaki farkındalığı artırdı. Yeni yapılan ticari binalarda deprem yönetmeliklerine uygunluk, sağlam zemin etüdü ve modern inşaat tekniklerinin kullanılması, bu binalara olan talebi artırıyor. Eski ve riskli yapıların yerine yeni ve dayanıklı ticari binaların tercih edilmesi, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde dikkat çekiyor’’ diye konuştu.
Konut Pazarındaki Durgunluk
Pandemi döneminde konut piyasasında yaşanan belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalar, yatırımcıların ticari gayrimenkule yönelmesine neden olduğuna vurgu yapan Özlü: ‘‘ Konut fiyatlarındaki artışlar ve konut kredisi faizlerindeki yükselmeler, alıcıları zor durumda bıraktı. Ticari gayrimenkul, uzun vadeli ve güvenli bir yatırım olarak görülüyor. Ofis binaları, alışveriş merkezleri ve endüstriyel alanlar gibi ticari mülkler, kira gelirleri ve değer artışı açısından yatırımcılara cazip fırsatlar sunuyor. Özellikle e-ticaretin yükselişiyle birlikte, lojistik merkezlere ve depolama alanlarına olan talep de artmış durumda’’ ifadelerini kullandı.
‘Modern ticari binalar, sürdürülebilirlik ve teknoloji entegrasyonu konularında öne çıkıyor. Ayrıca, yeşil binalar, enerji verimliliği ve akıllı bina sistemleri, hem kiracılar hem de yatırımcılar için önemli avantajlar sunuyor’’ diyen Çağdaş Özlü sözlerine şu şekilde devam etti: ‘‘ Akıllı bina teknolojileri, enerji tasarrufu, güvenlik ve konfor açısından önemli avantajlar sağlıyor. Bu tür binalar, şirketler için çalışan verimliliğini artıran ve işletme maliyetlerini düşüren çözümler sunuyor. Sürdürülebilir yapılar, çevre dostu özellikleriyle dikkat çekiyor ve uzun vadede maliyet avantajları sağlıyor. Kentsel dönüşüm projeleri, eski ve riskli yapıların yenilenmesi sürecinde ticari gayrimenkul sektörüne yeni fırsatlar sunuyor. Bu projeler, modern ve güvenli ticari alanların yaratılmasına katkıda bulunuyor. Özellikle deprem riski yüksek bölgelerde, eski binaların yıkılıp yerlerine yeni ticari binaların yapılması, bölgedeki ticari faaliyetleri canlandırıyor. Yeni projeler, bölgenin çehresini değiştirirken, iş alanları ve ticaret hacmini artırarak ekonomik gelişime katkıda bulunuyor’’
Pandemi sonrası dönemde değişen çalışma dinamikleri ve deprem güvenliği arayışları, gayrimenkul sektöründe ticari binalara olan talebi artıran başlıca faktörler arasında yer alıyor. Konut satışlarındaki durgunluğun aksine, ticari gayrimenkul piyasası, yatırımcılar ve şirketler için güvenli ve kazançlı bir liman olarak öne çıkıyor. Ticari binalarda deprem dayanıklılığı, sürdürülebilirlik, teknolojik yenilikler ve kentsel dönüşüm projeleri gibi unsurlar, bu talebin devam etmesini sağlayacak gibi görünüyor.
Esmanur Karabakla