Salı Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Antalya Sanayici İş Adamları Derneği’nin (ANSİAD) çiçeği burnunda Başkanı Sadi Kan oldu. Sadi Kan ile seçim dönemini, projelerini ve çalışmalarını konuştuk.
Antalya’nın en köklü sivil toplum kuruluşunun başındasınız. Ekonomin ve kentin dinamikleri dediğimiz iş insanlarının oluşturduğu bir derneğin başındasınız. ANSİAD ile ilgili olarak öncelikle üye sayınız ve çalışma sistemi ile ilgili biraz bilgi verir misiniz?
ANSİAD kültürünün temeli sevgiye dayanır. ANSİAD kültürünün oluşumu 28 yıllık tarihe dayanır. Kültürümüzü oluşturan geleneklerimiz ve göreneklerimiz bizi en güçlü kılan belirgin özelliklerimizdendir. ANSİAD 28 yıllık tarihinde bu kurumsal yapısı ve değerleriyle önemli bir sivil toplum kuruluşu olmuştur ve önemli hizmetler vermiştir. Bugün gelinen noktada ANSİAD değerlerini korumak bizden sonraki kuşaklarımıza bırakacak en önemli mirasımız olacaktır. ANSİAD’ı oluşturan 153 üye Antalya üretim, hizmet ve ihracatta ülkemizi temsil eden başarılı iş insanlarından oluşuyor.
ÜYELİK İÇİN KRİTERLERİMİZ VAR
Üye sayısını arttırmak ve üye seçimi konusunda kriterleriniz var mı?
Tabii ki kriterlerimiz var. Üye sayımızı da tabii ki arttırmak istiyoruz. Ama o kriterlerimizi yakalayan üyeleri ancak alabiliyoruz. Öncelikle saygın olması. Antalya’da yaptığı iş ile sosyal yaşamıyla da o saygınlığını görmemiz gerekiyor. Yaptığı işte 25’in üzerinde işçi istihdam ediyor olması gerekli. Yıllık cirosunun da 7 milyonun üzerinde olmasını da bekliyoruz. Daha birçok kriterler var. Bunları sağlamış olan üyemiz olur anlamında değil. Daha başka aradığımız kriterler de bulunuyor.
Birisinin önermesi mi gerekiyor? Yoksa dışarıdan birisi gelip ben buraya üye olabilir miyim mi diyor?
Daha önce iki üyemizin önermesini istiyorduk. Şimdi bir üye formumuz var, sayfamızda da. Sayfamıza giren bu formu doldurarak üye olmak isteyebilir. Yani 25 istihdam olmayabilir belki de, onu dengeleyen başka bir şey olabilir. Antalya’ya hizmette çok ön plan çıkmış isimlerin illa da cirosu kadar olsun, illa şu kadar çalışanı olsun olayına pek gelmeden diğer artılarıyla bir harmanlama yapıyoruz.
ANSİAD’ın başkanları geldiği zaman ister istemez ilgi alanları kendi meslekleri ile ilgili oluyor. Biz sizin dönemizde, özellikle sizin mimar olmanızdan dolayı bununla ilgili çalışmaları daha ön planda mı göreceğiz?
Öyle bir şey yok. ANSİAD’ın bir geleneği ve projeleri var. Gelenek ve projelerini ANSİAD’ın geleneklerinde, yönetim şeklinde de böyle bir oluşum var. Yani ANSİAD’da var olan bir çalışma süreklilik içerisinde devam eder. Süreklilik içinde devam etmesi için yönetimdeki görevler bunu yerine getirir. ANSİAD’da başkanlığa gidecek yol, komitelerde, sektörlerde, yönetim kurullarında görev alarak o kültürel değerleri ile projeleri ile içerisinde olur. Başlatılmış projelerde de devamlılık önemlidir. Bu süreklikte de başkanlığa hazırlanan gibi artık projelerle uğraşır. Mesleki projelerle değil. ANSİAD’ın ilkeleri içindeki projelerle üretir. Bir yönetim kurulu üyesi başkan yardımcılığına doğru gider. İki tane başkan yardımcımız vardır. Bu iki başkan yardımcımızdan bir tanesi işinden ayırabileceği emeği ve vakti yapabiliyorsa eğer, onun başkanlığa doğru yürümesini arzı ederiz. İki başkan yardımcısı arkadaşımız işlerinden dolayı yeterli emeği ve vakti harcayamıyorsa, yönetimde olan bir arkadaşımızın başkanlık için hazırlanmasını isteriz. Yani devamlılığı sağlayabilecek bir yönetim anlayışıyla bir sonraki dönemleri oluştururuz. Onun içinde başkanlığa aday olacak üyelerimizin bu temayüller dediğimiz, değerler ve ilkeler dediğimiz kültürü taşıyan üyelerimizle yürümesinden yana bir hareketimiz olur. Bizde, adaylarımız olur. Seçime 6, 7 ay öncesinden atıyorum ki Ocak ayında olağan bir seçimimiz olacak. Bizim yüksek danışma kurulumuz, 29 üyemizden oluşan, bu üyelerimizde kurucularımız, eski başkanlarımız, yönetim kurulunda olanlar, denetim kurulunda olanlar gibi 29 üyeden oluşan yüksek danışma kurulu üyeleri ve başkanı değerlendirmede üyelerimizden kimler aday olmak istiyorlar. Bunların yoklamasını yapar. Aday olmak isteyen ben aday olmak istiyorum der. Bir başkası da önerebilir. Bu adaylar içerisinde görüşmeler başlar. Görüşmeler içerisinde adayı teke indirmeye çalışırız. Teke eğer inmiyorsa, üyelerimizden temayül yoklamasını bir sandık koyarak, gelen üyelerimizden ise mail ortamında oy kullanmasını isteriz. Yani hem sandık hem maile bir süre koyarız. Bu oyla kullanıldıktan sonra sandıktan ve mailden çıkan oylar toplanır. En çok oy alan arkadaşımız artık bizim yüksek danışma kurulu olarak, üyelerimizin genel kurula götüreceği, bizim başkan adayımız bu isimdir diye karara bağlarız.
SEÇİMDE İKİ ADAYIN OLMASI
Hatice Öz’ün adaylığı nasıl oldu peki?
O temayül yoklamasına giren üyelerimizin içerisinde Hatice Hanım yer almadı. Adaylığı düşünmemişti o zaman. Fakat seçime birkaç hafta kala “Ben de aday olmak istiyorum” dedi. Bizde kendisine bir geleneğimizin olduğunu, bir üyenin nasıl aday olabileceğini hepsini anlattık. “Hepsini biliyorum ve aday olmak istiyorum” dedi. Bizler de tabii ki yasal hakkınız, aday olabilirsiniz dedik.
28 yıl sonra bir gelenek bozulmuş oldu.
Aslında 2006-2007 yılları olsa gerek, o zaman da bir benzeri bir şeyler, sıkıntılar oldu. O sıkıntıların olmaması gereken bir derneğiz biz. Herhangi bir diğer dernekle eşdeğer tutulur, değerlendirilirsek yanılırız. Bizim iş insanları olarak birbirimizle çok iyi bir uyum içerisinde, çalışma içerisinde olduğumuzun göstergesi, adaylarımızın teke düşürmemizin göstergesidir. Ama bu dönemde böyle bir durum oldu.
ANSİAD bugüne kadar kendi içinde çok güzel çalışmalar yaptı ama kent adına çalışmalar yapmadı. Sizde kenti sorunlarını çok iyi bilen bir isimsiniz. Bundan sonraki süreçte ANSİAD’ı kent adına yaşanan sorunlara, olaylara müdahil olacak mısınız?
Ben mimar ve şehir plancısıyım. Ben projeci ve plancıyım. Bu misyonum içerisinde bir iş insanı olarak, daha farklı açılardan olaya yaklaşabileceğimi de söyleyebiliyorum. Bizim Kent Konsey’i ve benzeri kurumlarda temsilcilerimiz var. Ben geçen dönem başkan yardımcısı olarak Kent Konseyi’nde İmar ve Planlama Komisyonu’na üyeydim. Ben gidiyordum. Orada zaten katkıları koyuyordum. Onun dışında kendi içimizde komisyonlar var. Mesela Kırcami ile ilgili yapılan çalışmada biz de komisyondan üç kişi olarak belediyenin çalışmalarına katkımızı, görüşümüzü ortaya koymaya çalıştık.
Ama kamuoyuna bu çalışmalar ve katkılarınız yansımıyor.
Bu olayların, katkıların kamuoyuna yansıması için siz özgür basının etkileri çok yüksek. Bizim bu çalışmalarımızı sizlerin sayesinde, yerel yönetimlerle yaptığımızı çalışmalardaki ortak projeleri de sizlerin sayesinde kamuoyu ile paylaşabiliyoruz. Ben de bu görüşümü ANSİAD’ın geleneği, kültürü, değerleri çerçevesinde Sadi Kan olarak değil, orayı temsil eden bir başkan olarak, kendi görüşlerimi ayrıca vurgulayarak tabii ki sizlerle bunu paylaşmak isterim. Biz de basının yeri çok farklı. Ülkemizde de basının özgürlüğü kadar demokrasinin özgürlüğü de çok önemli. Demokrasi ve basını özgür olan basının yaşamındaki ve çalışmalarındaki güzelliği hep yaşamıştır. Bu yaşamın da daha da güzel yaşanmasını dileriz.
Antalya’da Konyaaltı, Kurvaziyer Liman gibi konular tartışılıyor son zamanlarda. Sizin ANSİAD olarak bu konularda görüşünüz nedir?
Bu tartışmaların onay almış yani izin almış proje üzerinden, ilgili konuların temsilcileriyle bir toplantı yapılıp, bu görüşlerin orada paylaşılmasını arzu ederim. Şöyle ki: gördüğüm kadarıyla biri bir şey söylemiş, diğeri de şunu söylüyor diyerek söylemler üzerinde tartışmalar olduğunu görüyorum. Yani bir projenin hayata geçmesi için ilgili kurum onayı vardır. Siz projeyi nasıl gördünüz, değerlendirdiniz bilemiyorum. Arzu ederim ki o onay almış projenin üzerinden ilgili kurumlar tartışmasını yürütsün. Uygunluğunu tartışsın. Şunu çok iyi bilmeliyiz: İmar planı yasadır. Yönetmelikler üzerinedir. Ayrıca imar planı hazırlanamaz. İmar planı, kararların verildiği ve nasıl uygulanacağını tarif eder. Bu tarife göre de mimari projeler yapılır. Bu mimari projenin uygunluğunu da ilgili belediye ruhsat vererek belirler. Ruhsat almış bir proje üzerinde tartışma yapılıyor ise bu geç kalınmış bir tartışmadır. Bu tartışma imar planı aşamasında getirilen kararla oraya yapılacak yapının kullanımı, biçimi, emsali hepsi yer alıyor. Arzu ederim ki bu aşamasında tartışılsın. Olmuş bir şeye bir şeye söz söylemek, geç kalınmış demektir.
KAPALI KALMIŞ BİR KURUM OLMADIK
ANSİAD seçimleri biter bitmez Antalya için önemli bir fuar başladı. Şimdiye kadar ANSİAD başkanlarını ve üyelerini herhangi bir fuarda etkin bir şekilde göremiyorduk. Bu sene belki de ilk defa yönetim olarak tam kadro bulundunuz.
Bu ilk değildi. Zaman zaman oldu. Geçen dönemde de yaptık onları ama yaptığımız ziyaretlerde öncelikle kendi üyelerimizin oradaki tanıtım yerlerinde, onlarla beraber bilgi paylaşmak, onların görüşlerini almak, onlara katkı koyacağımız şeyleri de not alıp daha sonra onlarla paylaşmak şeklinde. Bu fuarlara katılmak gerekiyor. Sadece Antalya değil. Biz Antalya içinde kapalı kalmış bir kurum olmadık ve olmayacağız. Biz ulusal bazda hatta bazı projelerim var uluslararası bazda çalışmalar içinde olan bir ANSİAD olacak. Yani AB’nin projeleri ile ilgili birçok çalışmamız var. Geçen dönemde başlattık. Bu dönemde daha hızlı bir şekilde yer alacak. ANSİAD Akademisi başlığı altında birçok projeyi hizmet olarak hazırlayacağız. ANSİAD Akademimiz başlığı ile yapılacak çok proje var. Yapılmakta olan projelerimizin sürekliliğinde onları tamamlamak yeni projeler de ANSİAD Akademisi ve ANSİAD’ın kurucu olduğu bir vakıf var ANTEV ile ortaklaşa hazırlayacağı projeleri hayata geçirecek.
ANSİAD Akademisi sadece üyelerinize yönelik mi?
Sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa yapacakları etkinlikler de bu olayın içerisinde. Yani sadece ANSİAD üyeleriyle değil, bu çalışma içinde üyelerin dışında bize danışman olacak üniversite hocalarımız da var. Biz akademi çalışmalarının içinde Isparta, Burdur’daki üniversiteler ve AÜ ve ABÜ’deki uzmanlarla paydaş olarak yapacağımız çalışmalar var. Vakıf bünyesinde başka projelerin içinde olana hocalarımız var. Ayrıca bizim üyemiz olan Bahçeşehir Üniversitesi’nin sahibi olan üyemizin de okullarından olan hocalarımız var. Bilimsel ağırlıklı akademik çalışmalarımızla biz iş insanlarımızın bilgi ve tecrübeleriyle harman edecek, bunları en güzel çalışma haline getirecek çalışma gruplarımızın içerisindeyiz.
Buradan çıkacak güzel bir projenin yerel yönetimlerde uygulanabilmesi söz konusu olacak mı?
Tabii ki. Zaten biz dernek olarak mal varlığıyla hizmet eden bir kuruluş değiliz. Mal varlığı ile hizmet eden vakıftır. O hizmetleri biz ANTEV olarak yapacağız. Ama ANSİAD Akademisi olarak fikir projelerimizle oradaki oluşturduklarımızı valiliğe, ilgili belediyeler hatta ve hatta uluslararası diyorum AB’nin sivil toplum örgütleri bölgesel tematik ağırlama koordinasyonu içerisinde bizim olacağız. Arnavutluk, Karabağ, Bosna Hersek, Makedonya gibi sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği çalışmalarımız başlatıldı. Şimdi yeni bir çalışmanın içerisindeyiz İtalya ve Fransa’yı da içine alan. Biz AB’nin bu projelerinde ve hibe olarak da verecekleri hizmetlerden yararlanarak uluslararası bazda çalışma içinde olacağız.
ANTEV daha etkin olacak o zaman bu dönemde?
ANTEV’in bir üniversite kuruluş çalışması var. ANTEV, Antalya’da üniversite kuruluş çalışmasını birkaç yıldır devam ettiriyor. Biliyorsunuz bu zaman bir olay. Hangi aşamaya geldik? Eskiden fakülte sayısı çoktu. Şimdi bir fakülte ile üniversite kurulabiliyor. Yüksek teknolojisi olan bir fakülteyle üniversiteyi kurma çalışmalarımız sonlanmaya çok yakın. Arazimiz 225 dönümün üzerinde, Kepez’de. Kepez Belediyesi’nin daha doğrusu Milli Emlak Defterdarlık’ın katkılarıyla yapılıyor. Ticaret Borsası’nın, ATSO’nun diğer paydaşlarımızla beraber bir aşamaya geldik. Bu aşamada Antalya’da ANTEV olarak kuracağımız üniversitenin yerini hemen hemen sabitlemiş durumundayız. Bize devri yapılmak üzere. Biz orada kampüsümüz oluştururken, öncelikle Antalya merkezinde örneğin Kaleiçi’nde fakülte birimimizi yüksek teknolojili açacağız. Daha sonra kampüsü tamamladığımızda oraya geçeceğiz. ABÜ’nün Mark Antalya’da ki birimi gibi yapacağız. Yani biz ANTEV olarak sadece öğrenci okutmuyoruz. Bugün 137 öğrenciye burs veriyoruz. SİYAD’lar içinde vakfı olan tek biziz Türkiye’de. Bugüne kadar da 3 bin üzerinde öğrenciye burs vermişiz. Bu bursları 153 ANSİAD üyesinin katkıları ile yaptığımızı belirtmek isterim. Biz ANTEV olarak eğitimlerimizi veriyoruz. Üyelerimize eğitim işleri ile ilgili ve işleriyle bütünleşecek konularla ilgili. Şimdi üniversite olayını daha da ön planla tutuyoruz.
Burs verdiğiniz öğrencilere iş imkanı da sunuyor musunuz?
Tabii ki. Önce şunu söyleyeyim: burs verdiğimiz öğrenci gerçekten ihtiyacı olan öğrenciler. O kadar çok müracaat var ki seçilirken ailesinin tek geliri olan, tıpta, mühendislikte, mimarlıkta vb. okullarda öncelikli -başarılı öğrenciler demek istiyorum- burs almakta ön sıraya geçiyor. Ekonomik durumu zayıf olacak ve okullarında başarılı olacak. Bunların başarılarını her yıl takip ediyoruz. Eğer ki başarılı değilse bursunu keseriz. Keseceğimizi de biliyorlar. Böyle bir çalışmanın içinde bunlara burs veriyoruz. Mezun olanlara da mezun olmadan önce iş kolu ile ilgili bizim sektörümüzle de görüştürerek mezun olmadan iş imkânlarını sağlıyoruz. Başarılı olmaları yeterli bizim için.
LOGO KALACAK AMA İSMİMİZ DEĞİŞİCEK
Sürekli iş insanları diyorsunuz. ANSİAD’ın ismini değiştirmeyi düşünüyor musunuz iş adamları yerine iş insanları olarak?
Biz 4 yıldan beri bütün konuşmalarımızda iş insanları diye konuşuyoruz. Ödüllerimizi hep ‘iş insanlarına’ şeklinde veriyoruz. Tüzüğümüzde bu değişikliğe gitmedik. Ama iş insanı hep diyorduk. Bu dönemimizde iş insanı olarak tüzüğümüzde bir değişikliğe gideceğiz. Ama ANSİAD logosu marka olarak, logo olarak kalacak.
153 üyenizin içinden kaç tanesi kadın ve yönetiminizdeki kadın sayısı kaç?
9 kişilik yönetimimiz var. 9 kişilik yönetimimizde 2 tane bayan arkadaşımız var.
Herhangi bir kota kararı var mı?
Yok öyle bir şey. İş insanları arasında cinsiyet ayrımı çok yanlıştır. Yani bay bayan ayrıma gitmeyiz. Yaptığı çalışma gayretleri, başarısı, işinden fedakârlık ederek ayırdığı vakte göre de görev almasını isteriz. Yani biz bayanlara iş dışında her türlü önceliği veririz ama iş içinde ayrım yapmayız. İş adamı diyoruz ya, adamın karşılığında cinsiyet ayrımı yok. Ama algı olarak ne var? Adam denildiğinde hep erkek ön plana çıkıyor. Oysa adam deyince adı üzerinde ‘adam gibi adam’ kadın içinde erkek içinde denilir. O da kendi ve toplumun değerleri ile örtüşen saygı duyulan kişiye denilir.
Başkan yardımcılarınız kim?
Bir tanesi Tülin Özkan. Yaşam Hastanesi’nin ortaklarından.
HİZMET İÇİN BURADAYIZ
Siyasete eşit mesafede ve siyasetten etkilenmeyen bir ANSİAD var. Son 6 yıldır bu daha da belirgin bir şekilde görülüyor. Ancak siz doğru yapsanız da bugünkü toplumun zihniyeti ve siyasi yapısı bunu kaldıramayacak yapıda. Siz hem içeriden hem de dışarıdan ciddi bir itibarsızlaşma süreci yaşıyorsunuz. Bunun farkında mısınız?
Biz dernek olarak siyasete asla giremeyiz, taraf olamayız. Biz ülkemizin menfaatleri, iş insanlarımızın değerleri ön planda taraf olabilir. Bu alanda taraf olabilir ama biz siyasi bir taraf olamayız. Bizim içimizde her siyasetten, her dinden, her ırktan diyebileceğimiz üyelerimiz olabilir. Vardır da. Biz burada bu tür olaylara konu olan tartışmalara hiç girmeyeceğiz. Biz hizmet etmek için oradayız. Hizmetlerimizi de resmi kurumlarla çok iyi diyaloglar kurarak hayata geçirme şansımız olduğunu bilenleriz. Biz 28 yıllık tarihimizde bu kurumsal yapımızla ve değerlerimizle önemli bir STK olduğumuzu biliyoruz ve bununda devamlılığı adına gayret içindeyiz. Önemli hizmetler yaptığımızı da söylüyoruz. Bugün gelinen noktada ANSİAD değerlerini korumak bizden sonraki kuşaklara bırakacağımız en önemli değer demiştim. Şimdi bu yeni yönetim kurulumuzla, üyelerimiz arasındaki dostluğu sürdürerek, bu kültürü daha da pekiştirecek ve yeni üyelere aktaracak gayretler içerisindeyiz. Bunu yaparken ilgili kurumlarla siyasi de olsun, resmi de olsun biz iş insanının yapısına, değerlerine uygun işbirliği içerisinde olmak zorundayız.
Bu üyeleriniz ve yönetiminiz açısından ticari kayıp anlamına gelmiyor mu?
Yanlış bir algı var. Biz toplantılarımıza herkesi çağırıyoruz ama gelmeyenler olabiliyor. Gelmeyenler de söylediğiniz gibi bir algıdan dolayı gelmiyor olabilir.
Biz iş insanı olarak her oyunda oynayamayız. Biz iş insanıyız. Biz iş insanı olarak ticari kaybımız olacak şekilde bir harekette veya konuşmada olamayız. Çünkü bizim dernek olarak yapımız buna izin vermez.
ANSİAD'TA DEVAMLILIK VARDIR
Adaylık ve seçim çalışmalarınız nasıldı?
Biz 13 Ocak’ı geride bıraktık. Dünü konuşarak, bugünü yaşama şansını yitirmeyelim diyerek yola devam ediyoruz. Hatice Hanım bizim yeni üyelerimizden birisidir. Ailecek de görüştüğümüz birisidir. Listesindeki insanlar da, üyelerimiz olarak yakın ilişkiler içinde olduğumuz isimlerdir. Orada biraz önce anlattığım temayül seçimi dışında ‘adayız’ durumuna gidildi. ANSİAD’ın bir devamlılığı söz konusu. Aynı yönetim kurulu içerisinden çıkan iki tane üyeden hangisinin projesi farklı da, ben daha iyi hizmetin içinde olacağım diyor. Biz seçimlere bütçe taslağımızı ve çalışma programımızı yönetim olarak yüksek danışma kurulu ile birlikte hazırlarız. ANSİAD’ta ki devamlılığın gereği. Başkan ve yönetim seçildikten sonra isterse bütçeyi daha farklı boyutlara da getirebilir. Ama devamlılık esastır ilkesinin dışına çıktığı zaman, ANSİAD diğer dernekler gibi olmaya geçer. Biz buna izin vermemek için o değerlerimizi, kültürümüzü yaşatma gayretindeyiz.
ASLA TARAF OLAMAYIZ
ANSİAD’tan beklentilerimiz çok fazla. İş insanlarının siyasete girmeyip Antalya’nın çıkarları için varlık göstermeleri kamuoyu adına çok önemli. Bu anlamda bakıldığında ANSİAD son yılarda fazla sessiz görülüyor. O sessizliği sizinle birlikte atabilecek mi?
Bizim üyelerimiz içinde her partiden insanlar var. Onlar kendi partilerinde bu çalışmaları hizmet olarak sürdürüyorlar. Ama ANSİAD içine geldikleri zaman ANSİAD başlığı altında siyasi kimliklerini dışarıda tutuyorlar. Biz ANSİAD’ta her partiden insanların görüşleriyle, ortak bir değer oluşturarak onu toplumla paylaşmaya çalışıyoruz. Biz bu sessizliği o kadar fark etmedik. Siz söylüyorsunuz şimdi bunu. O sessizliği bozabileceğimizi söyleyeyim o zaman.
Önümüzde ATSO seçimleri var. Bu tür seçimlerde birlikte toplu bir karar mı alıyorsunuz? Yoksa herkesi bireysel özgür mü bırakıyorsunuz?
Ben yönetimimde görev alacak arkadaşlarımdan rica ettim. ATSO seçimlerinde etkin bir yerde çalışma halinde olacaksanız lütfen yönetimde görev almayın dedim. Çünkü biz ANSİAD olarak taraf olamayız. Biz sadece doğru adayın seçilmesine katkı koyacak görüşlerimizi paylaşırız. ANSİAD’ın bir ortak akıl oluşturduğu yüksek danışma kurulu var. 29 kişilik bir grubun ortak değerleri ile fikirlerimizi paylaşırız. Doğru ayın arkadasın olacağımız çalışmaları yaparız.
Bir oda seçiminde siyasetin etkin olarak rol alması sizi ANSİAD olarak rahatsız eder mi?
Siyasi partilerin bu tür yerlerde etkin görev alması yanlıştır. Ama bu çabalar nezaketen dediğimiz sınırlar içinde olursa saygınlığı çok yüksektir.
Basın olarak sizin okumanızla iş insanı olarak benim okumam farklıdır. Ben de siyaset yapmasını iyi bilirim. Ama konumum itibariyle dahil olmam.
Turizm mimarlığının turizme katkısı nedir?
Mimari o kadar önemli ki, düzgün çözemezseniz çok sayıda gereksiz eleman çalıştırırsınız. İşletme maliyetiniz yüksek olur. Gelen müşterinin hizmeti çok çok aksar. Gelen müşterinin memnuniyeti fonksiyonların iyi çözümüyle ilgilidir. Mesela sizin mekanınızda zorlandığınız çok şey vardır. Artık düzeltemiyorsunuzdur. Girişi çıkışını. Artık zorla kullanmak zorundasınızdır. Ama bu bilginizle başka yerleri sıfırdan organize edeceğiniz zaman bunların hiç birisini sorun olarak orada yaşamazsınız. Bir söz vardır; yaptığınız evi sat, ikinci yaptığını kiraya ver, üçüncü yaptığın evde de otur derler. Bu kadar şans kime gelir ki. Yani mimari bu kadar önemlidir. Denemeyle olmaz. Denenmiş bu konuda ki kendi kendini tedavi edemez. Mimarlıkta böle bir şey. Bilmeyen o yaşamın onun mimarlığını yapmaz. Uzmanlık ister.
ANTALYA’NIN MİMARİ KİMİLĞİ VARDI
80’li yılların sonuna doğru tatil köyleri yapıldı. Beton yığını her yerde var. Turist artık farklı bir şey istiyor.
Aynen. Size şunu söyleyeyim Side’de Club Kıran Side benim projemdir. Orada 90’ların başında o zamanki turistin beklentisi, gittiği ülkenin mimari tarzında olmasını ister. Ama içerisinde kendi ülkesinde ki konforu kadar rahatlığı da almak ister. Antalya’da, Antalya’nın mimari bir kimliği vardı. Ama artık Antalya’nın mimari bir kimliği kalmadı. Bakın mimari kimlik yöre mimarisini estirmeli. Bakın Mimar Sinan, Selimiye’de ki yaptığı eserinde önceki dönemlerden bir şeyler oraya koymuştur. Dönemin mimarisini de koymuştur. Dönemin mimarisini koyacaksınız. O kültürü yok etmeden kimliği yok etmeden. Tatile gelen turistin anı diye çektiği fotoğrafta ki ayrıntılar çok önemlidir. Ülkesinde o fotoğrafı görenler potansiyel turistler fotoğrafta ki palmiye ağacını gördüğünü zaman bu o yörede bir yere gitmiş demektedir. Aynı şekilde mimari de de bu vardır. Bu detayda bu ayrıntılarda ANSİAD’ın çalışmalarında da bu işi bilenleriyle bir ekip olarak yürütüleceğini gösterir. ANSİAD’da hiçbir zaman başkandan yönetimden oluşan bir kurum olmadığıdır. ANSİAD’ın her üyesi ayrı bir değerdir. Bir fikrin öncüsüdür. Bir proje lideridir. Bize düşen sadece koordinasyonu sağlamak, iletişimi güçlendirmektir. ANSİAD’ın toplumda ki değerini korumak ve arttırmak yönetimimizin temel ilkesidir.
Abdullah Erdoğan başkanken ANSİAD ismini her yerde dile getirdi ve tanınırlığını arttırmaya çalıştı. Bu anlamda sizin işiniz zor gibi duruyor. Sizin düşünceleriniz neler?
Ben 82’den beri Antalya’dayım. Bu bir takım oyunu gibi. Bir cümlenin ne manada olabileceğini daha önceden Abdullah Bey bildiği için cümleyi kurmanın kolaylığını yaşayacağım. Yani ben Antalya’yı o kadar yakından tanıyorum ki, sizlerin sayesinde ve ilgisinden dolayı ben yapacağım çalışmayı kamuoyuna daha rahat ulaştırabileceğim düşüncesi içerisindeyim. Çıtanın çok daha yukarıda olacağını söylüyorum. Sizlerle beraber olur ise ulaşacağı noktaya daha kolay gideceğini biliyorum. Ben elimizde ki projeleri yapacak iyi bir ekibim var.
ANTALYASPOR’A DESTEĞİMİZ SÜRECEK
Üyeleriniz arasında Türkiye’de ilk 500 arasında olan firmalar var. Neden bu firmaları ANSİAD’da daha ön planda görmüyoruz? Bir de bu dönem ANSİAD’ın Antalyaspor’a bakış açısı ne olacak?
Antalya’da ki çalışma koşulları bir İstanbul yada Bursa gibi değil. Çünkü onlar sanayi şehirleri. Sözünü ettiğiniz büyük güçler sanayi ağırlıklı. Dolayısıyla Antalya’da sanayi çok az. Bahsettiğiniz firmaların ön planda olmamasının altında biraz da bu var. Ama büyüklüğün dışında çok daha fazla hizmetlerin yapıldığı Antalya’da yaşıyoruz. Bunun ölçüsü, kazandığı para ya da cirosu olmamalı. 500’ün içerisine giren çok az firmamız var ama değerli ve çok güzel hizmet veren firmalarımızı biz zaten ödüllendiriyoruz.
Antalyaspor bizim için önemli. İçerisinde bizim üyelerimizden isimler var. Biz Antalyaspor için gösterebileceğimiz gayretin çok daha fazlasını maça katılımlarımızla olsun ve diğer katkılarımızla yapıyoruz.
Daha önceki dönemde loca konusunda ANSİAD olarak bir sıkıntı yaşamıştınız.
Evet. Parasını verdiğimiz locayı başkasına verdiler. Bizi başka yere taşıdılar vs. biz prestijimiz gereği olmamız gereken yerde oluruz. Ancak yeni sezonda yeni loca alacağız.
Yorumlar
Kalan Karakter: