Geçtiğimiz günlerde, Winston Churchill’in hayatını anlatan kapsamlı bir belgesel izledim. 2. Dünya Savaşı yıllarında İngiltere Başbakanı olan Churchill’in, uzun bir askerlik geçmişi vardı. Bu geçmişte, onun kariyerini lekeleyen en büyük başarısızlık, Çanakkale’de İngiliz Donanması’nın başarısız olmasıydı. O dönemde Birleşik Krallık Deniz Kuvvetleri Bakanı olan Churchill, Çanakkale hezimetinden birkaç ay sonra görevden alındı.
Müthiş bir başarıydı Çanakkale… Onca yokluk ve yoksulluk içerisinde yazılan tarihi bir destandı… Mustafa Kemal önderliğinde yazılan bir destan… Bunu, İngilizler de dahil olmak üzere bütün dünya kabul etti. Churchill, o günleri anlatırken şöyle demişti: “Çanakkale’de başarısız olmamız, yalnızca İngiltere için değil, tüm müttefiklerimiz için büyük bir felaketti. Türkler çok cesurdu. Onların cesareti ve direnci, bizim planlarımızın başarısız olmasına neden oldu.”
Mustafa Kemal’in vatan sevgisi ve askeri dehası da bu savaşta kendini net bir biçimde göstermişti. Nitekim, bunun farkına varan Churchill, ‘düşmanı’ hakkında şunları söylemişti:
“Çanakkale’de bizim karşımıza çıkan en büyük yetenek Mustafa Kemal’di.”
“O, Gelibolu'da bizim planlarımızı bozan dâhi Türk generaliydi.”
“Bir imparatorluğun çöküşü sırasında böyle bir liderin doğması, tarihin en büyük şanslarından biridir.”
*****
Başarıyı sahiplenen çok olur. Çanakkale zaferine de, son yıllarda, tamamen siyasi nedenlerle ‘başkaları’ eklenmeye çalışıyor. En yetkili ağızlardan, “Çanakkale’de Kürtlerle ve Araplarla birlikte savaştık” cümlesini bile duyduk.
Gerçek böyle mi? Tarihi, kayıtları yok sayarak ideolojik nedenlerle değiştirmek mümkün mü? Bunu başarabilene ben rastlamadım.
Peki kayıtlar ne diyor? Sayısız belge var, gelin birlikte birkaçına bakalım…
Birinci Dünya Savaşı’nda silah altına alınan asker sayısı, hem Alman, hem de İngiliz kaynaklarına göre, yaklaşık 3 milyon. Bunun içindeki Kürtlerin sayısı sadece 44 bin. Yani yaklaşık yüzde 1,5.
Çanakkale cephesindeki şehit sayıları, yine Alman istihbarat raporlarına göre, toplam yaklaşık 48 bin. Bunun içindeki Kürtlerin sayısı ise sadece 221. Toplam şehit sayısının binde 5’i!
Ayrıca, Kürtlerin savaştaki tavrı da hiç ‘vatansever’ kabul edilemez. Örneğin, Çanakkale’de tek kurşun atmadan dağılan 77. Alay’ın tamamı Kürttür. Cephe gerisinde erzak ve mühimmat konvoylarını yağmalayarak düşmandan daha zarar veren, bu nedenle yakalanıp idam edilenler de Kürttür. Bunlar benim düşüncem değil, tarihsel kaynakların anlattıkları.
*****
Kürtlerin yaşadıkları bölgeler Çanakkale cephesine uzaktı, onun için başka cephelerde savaştılar diyebilirsiniz. Durum öyle de değil. Örneğin, en az 50 bin askerimizin can verdiği Sarıkamış’ta, şehit Kürt sayısı sadece 300’tür. Miralay Hafız Hakkı Bey, Sarıkamış cephesinde yaşananlar konusunda şunları yazmış: "Soğuk ve Moskofla mücadelede oldukça başarılıyız. Lakin cephe gerimize sarkan Ermeni ve Kürt çeteleri tüm ikmal bağlantılarımızı tehdit ve yok etmekte gayet başarılılar. Bu şartlar altında bu savaş kazanılamaz..."
Bu gerçeği Ruslar da teyit ediyor. Rus istihbaratından Albay Alexiev, şunları kaleme almış:
"Ermeni gerillalar Arşen ve Reizyan'dan aldığım raporlar doğrultusunda sayılarının azlığından ve Türklere karşı başarısız olacaklarından çekindiğimi söylediğimde, kendileri ile birlikte 1500 Kürt'ün hareket ettiğini beyan ettiler. Bunların hepsini Kasparyan ve Skolitsa ile birleştirmek sureti ile Tokat'tan Van'a kadar olan sahada Türklerin cephe gerisine sarkarak zaferimize önemli katkılarda bulundular."
Kut'ül Amare’de 25 bin şehidimiz var, bunların sadece 40 tanesi Kürt. Hemen hemen her cephede durum bu. Neden? Çünkü düşman ülkeler, Kürtlere çeşitli vaatlerde bulundular; onlar da, Osmanlı Ordusu’nda savaşmak yerine, eşkıyalık yapmayı, Osmanlı askerini arkadan vurmayı, İngiliz, Fransız ve Rus kuvvetlerine yardımcı olmayı tercih ettiler.
*****
Gelelim Araplarla birlikte savaştığımız iddiasına… Bu konuda kalem bile oynatmam! Onların Türk askerini nasıl arkadan hançerlediğini anlatmak için değil bu köşe, kitaplar bile yetmez!
Bugün Çanakkale Şehitliği’ne, Arapların ve Kürtlerin de orada savaştığını kanıtlamak için yeni taşlar dikiyorlar; en yetkili ağızlardan açıklamalar yapıyorlar. Ancak tarih, gerçeği çoktan yazdı, isteseniz de silemezsiniz: Çanakkale Türklerin zaferidir, nokta!
Yorumlar
Kalan Karakter: