Zombi gibi davranan insanların videolarını sosyal medyada görmüşsünüzdür sanırım. İçler acısı bir durumdaki gençler, ayakta bile durmakta zorlanıyor, tıpkı bir zombi gibi davranıyorlar. Bu görüntüye neyin neden olduğunu konuşalım bugün…
Fentanil denilen kimyasal bir ilaç var. Tıpta, çok güçlü ağrılar için ve ameliyatlarda anestezi amacıyla kullanılıyor. Morfinden 100 kat, eroinden 50 kat daha güçlü olan fentanil, laboratuvarlarda üretilip dünyanın birçok bölgesinde gençlere dağıtılıyor. Üstelik, kimi zaman uyuşturucu kullanan gençler, fentanil kullandığını bile bilmiyor; çünkü eroin ve kokain gibi maddelerin arasına karıştırılarak daha güçlü bağımlılık geliştirmesi amaçlanıyor.
Fentanil kullananlarda, motor fonksiyonları bozuluyor, kaslar aşırı gevşiyor ve fentanil kurbanları, ayakta durmakta bile zorluk çekiyorlar. Doğru düzgün toparlanıp yatamadıkları için, oldukları yerde katlanıp kalıyorlar. Buna “fentanil katlanması” deniyor.
Bu yeterince kötü değilmiş gibi, çok daha fazlası da var. Fentanilin sadece 2 miligramı, yani bir kalem ucu kadar miktarı, ani ölümlere yol açabiliyor. Bu madde nedeniyle ölen insanların sayısı, Batı’da her geçen gün artıyor.
*****
Türkiye, daha metamfetamin denilen yaygın ve çok tehlikeli uyuşturucuyla mücadeleyi kazanamamışken, artık fentanil de ülkemizde. Özellikle İstanbul, Mersin, Antalya gibi büyük kentlerde yaygın olduğu söylenen bu maddeden dolayı, yine Antalya’da ölümler de kayıtlara geçmiş.
Sokaklarda apaçi, Çinli kız, TNT, dans ateşi, jackpot gibi isimlerle satılan ve son derece ucuz olan fentanil, ilk dozda bile öldürebiliyor. O nedenle, ABD’de kullanılan sloganda, “İlk kullanımınız, son kullanımınız olabilir” deniliyor.
Sadece gençler için değil, Narkotik Şube’de çalışan polisler için de büyük bir tehdit fentanil. Sadece dokunmaları bile, solunumu durdurup komaya ya da ölüme neden olabiliyor.
*****
Gençlerimizi, fentanil ve metamfetamin başta olmak üzere, tüm uyuşturucu maddelerden uzak tutmamız şart. Bunu nasıl yapacağız?
Öncelikle, gençlerde uyuşturucu kullanımının bir toplumsal sorun olduğunu kabul etmeliyiz. Sorunun varlığını kabul ettikten sonra, çözüm için harekete geçirebiliriz.
İlk önlemler, tabi ki kolluk kuvvetlerinin, bu tür zehirlerin ülkemize girmesini engelleyecek olanlar… Ancak uyuşturucu satıcılarının ulusal ve uluslararası düzeydeki gücü göz önüne alındığında, bunun hiç de kolay olmadığını kabul edelim.
Gençleri, daha çocukluk çağından itibaren bilinçlendirmeliyiz. Sadece Yeşilay Haftası etkinliği gibi üç beş cümleyle değil, etkin eğitim programlarıyla yapmalıyız bunu.
Ailelere de büyük görev düşüyor tabi. Gençleri dinlemek, anlamaya çalışmak, desteklemek çok önemli.
Ama bunların hepsinden daha önemlisi, bence, gençlere, iş, ekmek, amaç, hedef ve umut verebilecek ülkeyi yaratabilmek. Bu hepsinden daha önemli ve daha zor. Ancak hep birlikte elimizi taşın altına sokmadığımız sürece, bu tür zehirler, Çin’in ABD’ye yaptığı gibi, bir ‘kemosilah’ olarak bile kullanılabilir. Gençlik, gelecek demektir. Onları yitirmek, geleceği de yitirmektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: