Yaşlanma, zamanla hücre ve dokuların normal işlevlerini zayıflatan dolayısıyla hastalık ve ölüm riskleriyle sonuçlanan işlev bozukluğu olan bir biyolojik süreçtir. Günümüz çalışmaları göstermektedir ki; yaşlanma ile birlikte kromozomların ucunda yer alan, herhangi bir genetik bilgi taşımayan, hücre bölünmesi sırasında kromozomların aşınmasını önleyen telomerlerin boyları kısalır. Telomerler çok kısalınca hücre bölünmesi durur, yani hücre ölür. Doğru ve sağlıklı beslenme ile telomer boyunun kısalmasını önleyebilen yaşlılık karşıtı ‘anti-aging’ hamleler mümkündür.
Antioksidant vitaminlerin yeterli miktarda alımının da telomer uzunluğunu etkilediği, yaşlanma sürecini geciktirdiği bildirilmiştir. Bu durum, telomerlerin oksidatif strese duyarlı oluşları ile açıklanmıştır. Buna ek olarak, enflamasyon oksidatif stresi indükler ve telomer sağlığından sorumlu olan enzimin düzeyini düşürebilir. Yaşlanma ile ilişkili diğer antioksidantlar A, C, E vitaminleridir.
Avokado: Birçok vitamin ve mineralden zengin bu besin serbest radikallerle savaşır ve cildin iyi bir şekilde nemlenmesini sağlar. Yüksek oranda lif içerir.
Balık: Yüksek omega içeriği ile hücre yenilenmesine etkisi bulunmaktadır. İçeriğindeki fosfor, omega-3, iyot ve diğer vitaminler ile zindelik kazandırır. Zihin yorgunluğunu önler. A vitamini sayesinde antioksidan özellik göstermektedir.
Ceviz: En iyi bitkisel omega-3 kaynaklarından biridir, beyin sağlığı ve bilişsel fonksiyonların sürdürülmesi için olmazsa olmaz bir besindir. Cilt yapısının gerginliğinin korunmasına yardımcı olur. Ayrıca bağışıklığı güçlendirir.
Domates: İçerdiği likopen sayesinde cildin pürüzsüz olarak kalmasına yardımcı olur.
Kırmızı Kapya Biber: En iyi C vitamini kaynaklarındandır. Yüksek oranda beta-karoten içermektedir. Yüksek antioksidan içeriği sayesinde yaşlanma karşıtıdır.
Koenzim Q10: DNA’yı hasarından korur. Yaşlanmayı geciktirir. Koenzim Q10 kaynakları; az yağlı kırmızı et, yer fıstığı, brokoli, karnabahar, somon balığı ve ringadır.
Koyu yeşil sebzeler: Tüketimi C vitamini ihtiyacının önemli bir ölümünü sağlar ve cilt gerginliğinin korunmasında rol oynar.
Magnezyum: DNA bütünlüğünün korunması hem de hücre hasarına sebep olabilen oksidatif stresin kontrol altına alınmasında fayda sağlar.
Soğan-Sarımsak: B vitaminleri, quersetin, selenyum, kükürt gibi mikro besinlerden zengindir. Güneşin zararlı etkilerine karşı cildi korur. Sülfür içeriğinden dolayı hücre yenilenmesi ve ciltte sıkılaşmanın sağlanması için etkili besinlerdir.
Üzüm: İçerdiği polifenoller sayesinde güçlü bir antioksidandır. Üzüm çekirdeğinin içeriğindeki proantosiyanidin sayesinde cildinizi ve bedeninizi genç ve sağlıklı tutar.
Yağlı Tohumlar: Ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar içerdiği yüksek oranda E vitamini ile yaşlanma ve ciltteki deformasyonu engeller.
Yeşil Çay: Fenolik bileşikler sayesinde çayın antioksidan aktivitesi fazladır. Özellikle yeşil çay bu açıdan daha zengindir bu yüzden vücudumuzun antioksidan düzeyini önemli derecede arttırır.
Yoğurt: Kalsiyum ve probiyotik özelliği oldukça yüksektir. Yoğurdun özellikle suyunda bulunan B grubu vitaminlerinden olan riboflavin sayesinde gençleştirici ve cilt yenileyici etkisi bulunur. Yoğurt mutlaka suyu ile birlikte tüketmelidir.
Zerdeçal: İçerdiği antioksidanlar sayesinde yaşlanma sürecini yavaşlatır. Cildinizde ve saçınızda da yaşlanma belirtilerinin oluşmasını önler.
Su: Cildimizin daha sağlıklı görünmesi, gerginliğini koruması ve kırışıklıkların önlenmesi için iyi bir şekilde nemlenmesi gerekir bunun için elzem olan ise su tüketimidir. Günde en az 2 litre su tüketiniz
Alkol ve Kafeine Dikkat!!!
Alkolü sağlıklı olmak için haftada birkaç kadeh aldığınızı düşünmeyin. Bu faydayı başka şeylerden de sağlayabilirsiniz. Kafein de faydalarının yanı sıra zararı olan bir maddedir. Günde 4-5 fincan içmek sizi uyanık kılar ve uykunuzun, özellikle de REM uykunuzun kalitesini azaltır. Kahveyi günde bir ya da iki fincanla sınırlayın. Daha da iyisi ise bunun yerine yeşil ya da beyaz çay içmektir. Çünkü her ikisi de kafein açısından düşük, antioksidanlar açısından zengindir.
Porsiyonlarınıza Dikkat!!!
Aldığınız kalorinin miktarına dikkat edin. Faydalı yiyeceklerden yiyor bile olsanız fazla kalori almak anti-aging çabalarınızı boşa çıkarır. Tüketilmemesi önerilen besinler ise işlenmiş besinler, basit şeker içeren besinler, kimyasal katkı maddeleri içeren besinlerdir.
Yaşlanmanın önüne geçilemez ama fiziksel ihtiyarlamanın önüne geçilebilir. Yaşlanmanın tüm belirtileri yavaşlatılabilir, hatta yeniden yapılandırılan bir beslenme tarzı ile kaliteli yaşam süresi uzatılabilirsiniz
Yorumlar
Kalan Karakter: